Felç, beyni besleyen damarların tıkanması veya kanaması sonucunda oluşur. İnsanın düşünmesi,düşünmesini uygulayabilmesi,hareketi ;beyni ve sinir sisteminin kontrolündedir.Beyinde hangi bölgede hasar oluşmuşsa vücutta o bölgeyi ilgilendiren alanda da hasar oluşur.Örneğin, birden bire bir taraf tutmaz, konuşma bozulur, şuur gider…vs.
Felç Geleceğini Haber Verir Mi?
Büyük çoğunlukta felç insana yaptığı uyarılarla geleceğini haber verir.Bunun için koruyucu tedavi çok önemlidir.
Geçici İskemik Atak
Mini inme olarak da bilinen geçici iskemik atak, beyne giden damarlardaki kan akışının geçici olarak azalması ya da kesilmesidir. Bu da geçici süreli iskemiye sebep olur. Buna geçici felç de denebilir. Geçici felç belirtileri felç belirtilerini andırır ancak kısa sürer. Geçici iskemik ataklar genellikle beş dakikadan az sürer,fakat bazen daha da uzun sürebilir. Bu tür felçlerde kalıcı hasar görülmez çünkü tıkanma geçicidir.
Geçici felçte, ani başlayan bir süre devam eden ve hiçbir hasar bırakmadan sona eren belirtiler oluşur.Bu belirtiler;ani gelişen ve sonra düzelen görme kaybı,konuşamama,baş dönmesi beraberinde çift görme,düşme belirtileri ve vücudun bir tarafında oluşan kuvvet ve his kaybı…vs’dir. Geçici felç belirtileri genelde önemsenmez ve tansiyon yüksekliği,aşırı yorgunluk,sinir bozukluğu…gibi nedenlere bağlanır.Fakat bu belirtilerin ardından kalıcı felç görülme olasılığı çok fazladır.Mutlaka bir hekime başvurup koruyucu tedavi yaptırıp felçten korunmak gerekir.Orta yaşta kalıcı felç geçirme olasılığı diğer yaşlara oranla çok fazladır.
Felci Hazırlayan Sebepler Nelerdir?
Birçok etken felç oluşmasına zemin hazırlar.
Felç riskini artırabilen birçok durum bulunmaktadır.
Felç riskinizi artırabilecek risk faktörlerinden bazıları şunlardır:
- Fazla kilolu ya da obez olmak.
- Fazla hareketsiz yaşamak
- Alkol bağımlılığı ya da fazla alkol tüketimi
- Uyuşturucu kullanmak
- Yüksek tansiyon
- Sigara kullanmak ya da pasif içicilik
- Yüksek kolesterol düzeyi.Son zaman da kolesterol ilaçlarının alınmaması hakkında yanlış bilgiler verilmekte.Bu durumda hastaların büyük çoğunluğu ilaç almamakta veya bırakmaktadır.Özellikle kötü huylu kolesterol yüksekse mutlaka doktor kontrolünde ilaç alınmalıdır.
- Diyabet yani Şeker hastalığı. Şeker hastalığı hastaları diyetine ve ilacına dikkat edip düzenli spor yaparlarsa bu risk onlar için geçerli değildir.
- Obstrüktif uyku apne sendromu.Uyku da solunum yolundaki tıkanmaya bağlı nefes de kesilmeler olur, başta beyin ve kalp olmak üzere vücudumuz yeteri oksijeni alamaz
- Kalp ve damar hastalıkları (kalp yetmezliği,kalp çalışma düzeninin bozulması , kalp enfeksiyonu vs.)
- Aile bireylerinden biri ya da birkaçında felç ya da kalp krizi geçmişi bulunması.Her hastalık gibi genetik miras önemlidir.Ailesinde felç hastalığına yakalananlar daha fazla dikkat etmelidir.Damar yapısının genetiği çok önemlidir.
- 55 yaş ve üzerinde olmak.
- Erkek olmak (kadınlara göre erkekler daha çok felç geçirmektedir).
Felç Belirtileri Nelerdir?
Felç belirtileri beyin dokusunun hasar görmesi sonucu oluşur.Beyinde her bir hücrenin ile vücuta idare ettiği bölge vardır.Vücudumuzun tüm organları beyinden çıkan sinirler sayesinde görevini yapar.Aynı zaman da beyin bu organların ve organ sistemlerinin çalışmasını ve işleyişini kontrol eder.Kısaca,konuşmamız,nefes almamız,düşünmemiz,yürümemiz,görmemiz,kalbimizin atması,….vs beyin tarafından sağlanır ve kontrol edilir.Böyle olunca da beyin de oluşan hasarda vücudumuzun ilgili yerinde sorun çıkar.
Bu belirtilerin bazıları şunlardır:
- Kol, bacak, yüz ve özellikle vücudun tek tarafında güç kaybı, hissizlik ya da zayıflık
- Konuşmada ve anlamada zorluk çekme
- Sersemlik ve yürümede denge kaybı ,baş dönmesi
- Tek gözde ya da her iki gözde görmede zorlanma, göze perde inmesi, bulanık görme ya da çift görme
- Yürümede zorlanma
- Denge ya da koordinasyon kaybı
- Baş dönmesi
- Ani gelişen, sebebi bilinmeyen şiddetli baş ağrısı
Bu belirtiler görülürse hiç vakit kaybetmeden ambulans çağrılmalıdır. Hasta ne kadar erken hastaneye ulaştırılırsa hayatta kalma ve hasar görmeme şansı o kadar artacaktır. Geç kalınırsa felç ölüme bile sebep verebilir.
Felç Çeşitleri Nelerdir?
1) İskemik felç yani beynin kanlanmasının sona ermesi ile oluşan felç
Felç vakalarının yaklaşık yüzde 85’ini iskemik felçler oluşturmaktadır. İskemik felcin sebebi beyne giden atardamarın daralması ya da tıkanmasıdır, bu durum da kan akışının ciddi ölçüde azalmasına (iskemi) ve dokunun yeterince kan alamamasına yol açar..Bu durumda beslenemeyen beyin dokusunda hasar ve ölüm olur.
2) Hemorajik felç Yani beyin kanamasına bağlı felç
Hemorajik felç, beyindeki kan damarlarının sızıntı yapması ya da yırtılması sonucu oluşur. Beyin kanaması (hemoraj, kan damarlarını etkileyen birçok durumdan kaynaklı olabilir; örneğin yüksek tansiyon (hipertansiyon), antikoagülan (kanın pıhtılaşmasını önleyen, kan sulandırıcı) ilaçların fazla kullanımı ya da kan damarlarının duvarlarındaki zayıf noktalar ve baloncuk(anevrizmalar).
Nadir de olsa beyin hemorajlarının sebebi, doğumdan itibaren kişide olan, anormal bir şekilde ince olan kan damarlarının bir araya gelip küme oluşturması ve bu kümenin yırtılması (arteriovenöz malformasyon) olabilir.
Felç Tedavisi
Burada tabii ki felç tedavisi anlatmayacağım. Fakat bilmemiz gereken şudur,zamanında ve uygun şekilde yapılan felç tedavisi kalıcı hasarları ve sakatlıkları önleyerek hayat kurtarabilir. Felç için uygulanan tedavi felcin türüne göre (iskemik felç ya da hemorajik felç) belirlenir.Her felç türünün tedavisi ayrıdır.
Önemli olan yukarıdaki bilgiler ışığında tedavi noktasına gelmemektir.Asıl olan koruyucu ve önleyici tedavidir.
Benim mesleki hayatta edindiğim tecrübe felçli hastalarda fizik tevinin eksikliğidir. Beyin ve sinir hasarlarında ve hastalıklarında kişinin hareketini ,konuşmasını,yemesini,kisaca tüm işlevlerini düzenleyen kaslarında basitten ,ağıra doğru hasar oluşur.Beyinde oluşan hasar sonucu oluşan kastaki güç kaybı fizik tedavisiz geçmez.
Nörolojik hastalarda, iyileşme süresi uzun ve zahmetlidir. Bir felç hastasını ele alalım. Herhangi bir tarafı tutmayan hasta acile gelir. Hemen tanısı konur ve öncelikle hayati tehlikenin kontrol altına alınması sağlanır. Hastanın hayati tehlikesi atlatıldıktan sonra, tanısı konur. Hasta iyileşme aşamasına girince, ilaçları düzenlenip eve yollanır. İyileşme süreci uzun bir süreç olduğu için, hastanın mevcut olan fonksiyonlarını kayıp etmemesi ve gerileyen fonksiyonlarını tekrar kazanması için fizik tedavi şart bir kuraldır.
Fizik tedavinin amacı yukarıda da söylediğim gibi kaybolan fonksiyonları olabildiğince tekrar kazanmak ve diğer fonksiyonları kuvvetlendirmektir. Fizik tedavi bir yardımcı tedavidir. İlaç tedavisine yardımcıdır. Başlı başına bir tedavi değildir.
Birçok hekim arkadaşın sorunu felç hastalarında oluşan hareket kısıtlılığıdır. Hastalar ilaçlarını alırlar, fakat fizik tedaviye genelde ihmal ederler. Bu uzun iyileşme evresinde var olan fonksiyonda geriler. Tedavi sonunda beklide tam şifa olacakken fizik tedavi eksikliğine bağlı fonksiyonlarda kayıplar oluşur.
İyi bir fizyoterapist hasta ve hastanın doktoru ile ilgili bir iletişim kurarak, bu işi çok iyi başarabilir. Fizyoterapist hasta, ailesi ve hastanın primer doktoru ile bütün halinde çalışmalıdır. Doktorundan izinsiz aşırı hareketlerden ve zorlamalardan kaçınmalıdır. Tedavi programından beklenenler, yapılan değişiklikler, elde edilen gelişmeler kapsamlı bir şekilde hastaya, yakınına ve doktoruna açıklanmalıdır.
Nörolojide rehabilitasyon programının amacı, kişiyi kas gücünde mümkün olan en aktif duruma ulaştırmak, fonksiyonel bağımsızlığını elde etmesine yardımcı olmaktır. Bu nedenle hastalığın getirdiği veya sonradan oluşabilecek problemleri engellemek ve en aza indirgemek mümkünse gidermek gerekmektedir.
Fizik tedavide yapılan yanlışlardan biri de şudur. Hasta sadece fizyoterapist geldiği zaman çalıştırılır. Ve daha sonra kendi haline bırakılır. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Hasta yakınlarının diğer zamanlarda da hastayı çalıştırması ve eğer hasta kendi çalışacak durumdaysa teşvik etmesi gerekmektedir. Vücut geliştirmek isteyen spordu, haftada 1-2 saat çalışmakla amacına ulaşamaz. Her gün saatlerce çalışması gerekir. Hastalarda, sporcu gibi her gün düzenli çalışmalı ve çalıştırılmalıdır.
Orta Yaşta Görülen Beyin Kanamasının En Sık Sebebi Nedir?
En sık sebep kontrol altına alınamayan yüksek tansiyondur.Tansiyon damar içindeki basıncı arttırarak patlamasına sebep olur.Kan beyin içine akar ve yaptığı bası ile hasar oluşturur.Kanama genelde yüksek tansiyonu olan 50-65 yaş arasında iyi beslenmiş,kırmızı yüzlü,şişman kişilerde görülür.Şikayetini ifade etmeye fırsat kalamadan yere yıkılırlar ve çeşitli derecede bilinç bozukluğu içine girerler.Hastanın sağ yada sol vücut yarısında felç gelişir.
Yüksek tansiyonu olan hastalar mutlaka tedavi olmalı ve ilaçlarını düzenli almalıdırlar.Tansiyon ilaçları sadece tansiyon yükseldiği zaman alınan ilaçlar değildir.
Dr. Serdar DAĞ